Gayeleri vatandaşın cebindeki paraya göz dikmekten öteye gitmeyen, işi gerçekten fırıncılık olan, ayrıca tek düşüncesi vatandaşın sofrasına ekmek yetiştirmekten başka bir şey olmayan namuslu fırıncıları da töhmet altında bırakan ‘sözde fırıncıların’ gerekli denetimler ile yeni yasal düzenlemelerle insanımızın cebindeki paraya gözünü dikmiş olan ahlaksızlara birilerinin ‘dur’ demesinin vakti çoktan geldi de geçiyor.
İstanbulda ekmeğe zam kapıda haberleri son günlerde tüm televizyon ve gazete haberlerinde ancak ekmek maliyetleri işletme sahiplerince gerekçe olarak gösterilse bile asıl sorun ruhsatsız fırınlar ile fırın olarak hiçbir şekilde izin verilmemesi gereken dükkanlar, belediyelerce göz yumulması. Gerçi kısa süre evvel bu yetki belediyelerden alındı. Modern ekmek fırınlarında on kişi ile 12 bin ekmek çıkartılırken eski tip odun ateşinde ekmek çıkarmaya çalışan bir fırının ekmek kapasitesi üç bini geçmiyor.
Bir başka problem de ruhsatsız merdiven altı diye tabir edilen düşük kapasiteli fırınlar. Mahalle bakkallarına, zincir marketlere ekmeği daha ucuza ama eksik gramajlı vererek ayakta durmaya çalışırken devlet birimlerinin gözü önünde haksızlık kol geziyor.
Evet kıymetli okuyucularımız artık İstanbul’da ekmek 8 lira. Bugün neredeyse gayri resmi sayıyla 35 milyon dayanan şehrimizde şimdilerde her bir mesleğin sahtekarı, her bir işin hırsızı var. Aslında tablo ayan beyan ortada. Hedefleri vatana ve millete hizmet etmek olduğunu söyleyen politikacılara dikkatli bakarsanız net bir fotoğraf var ortada duran. 55-60 bin lira maaş alacak olan sözüm ona vatan ve millet aşkıyla yanıp tutuşan zatı muhteremler hangi akla hizmetle üç beş milyon harcarlar? Bunun mantıklı açıklamasını yapabilecek bir babayiğit çıkar mı şu cennet vatan toprağından? İnşallah bir gün yeni dağlara tırmanır gemiler denizden, sağlıcakla kalın..